Dijital Kapitalizmde Yeni Bir Platform: METAVERSE-Denizhan Eren 

 Metaverse kelimesi hayatımızda yeni değil. 1989 bilim kurgu yazarı Neal Stephenson taradından 3 boyutlu sanal bir dünyayı tanımlamak için kullanıldı, günümüze kadar da bir çok kez farklı tanımlarda kullanıldı ama Metaverse kelimesi son yıllarda iyice gündem olmaya başladı. Metaverse, dünyanın teknoloji devlerinin çoğu için en yeni yatırım alanı haline geldi. Unreal Engine ve Fortnite’ın yapımcısı Epic Games’in açık hedefi bu. Örneğin, Epic Games, Nisan 2021’de Metaverse inşa etmek için 1 milyar dolarlık bir yatırım yaptığını duyurdu. Metaverse çılgınlığından kendine pay çıkarmaya çalışan birçok şirketten biri olan NVIDIA’nın CEO’su Jensen Hang 2021’de “Bu noktada ……. metaverse’in mevcut ekonomimizden daha büyük yeni bir ekonomi olacağından eminim”(1) dedi. Yine 2021’de Facebook’un Meta adlı büyük yatırımını tanıtmasıyla Metaverse kelimesi gündemde öne çıkmaya başladı. Facebook yıllardır Metaverse için sanal gerçekliğe yatırım yapıyordu: AR gözlükleri ve beyinmakine arayüzleri ve iletişim gibi pek çok başka projenin yanı sıra Facebook’un Oculus VR’yi (Virtual Reality: Sanal Gerçeklik) ve yeni duyurulan Horizon sanal dünyasını/ toplantı alanını satın almasının arkasındaki bu motivasyon var. Bunun dışında başka dev teknoloji şirketleri peş peşe kendi metaverse planlarını tasvir etmeye başladı. Bazı Silikon Vadisi yöneticileri sanal gerçekliği insanlığın ve kapitalizmin çelişkilerinden kaçmanın sihirli bir yolu olarak göstermek istiyor. Mesela Meta’nın VR yan kuruluşunda eski bir yönetici olan John Carmack, bu teknolojiyi servet eşitsizliğine karşı popüler öfkeyi yumuşatmanın bir yolu olarak görüyor, “VR’nin vaadi, istediğiniz dünyayı yaratmaktır. Yeryüzünde herkese istedikleri her şeyi vermek mümkün değil… İnsanlar herhangi bir ekonomi konuşmasına olumsuz tepki veriyor, ancak bu kaynak tahsisidir. Değerin nereye gideceği konusunda kararlar vermelisiniz. Ekonomik olarak, sanal dünyada birçok insana çok daha fazla değer ayırabilirsiniz.”(2) Veya Mark Zuckerberg gelecekte sosyalleşmemizin Metaverse üzerinden olacağı fikrini bize satmaya çalışıyor. Peki gerçekten Metaverse bizi nereye götürüyor, bizim için daha iyi bir gelecek anlamına mı geliyor, yoksa Parazit romanında ki gibi bir distopyaya mı? Bu soruya cevap verebilmek için Metaverse’nin aslında tam olarak ne olduğunu anlamak lazım. Bunun için öncelikle Metaverse’nin basitçe ne olmadığı ile ilgili birkaç şey söylemek gerek. Metaverse sadece sanal dünya anlamına gelmiyor–Yapay zeka güdümlü karakterlere sahip sanal dünyalar ve gerçek zamanlı olarak “gerçek” insanlarla doldurulmuş oyunlar zaten on yıllardır vardı. Bu sanal dünyalar sadece tek bir amaç (genelde bir oyun) için tasarlanmış sentetik ve kurgusal bir evren olabilirler. Örneğin 3 boyutlu bir dünyada evlilik töreni yapan iki kişi bir Metaverse’de evlilik yapmış olduğu anlamına her zaman gelmiyor, bunu yıllardır zaten yapıyorduk. Mesela 1999’da piyasaya sürülen mm everquest’te oyuncular yıllardır çevrimiçi gerçek evlilikler yapıyordu. Ya da bir sanal dünyadan insanlar gerçek bir gruptan daha önce konserin illaki Metaverse’de yapılmış bir konser olduğu anlamına gelmiyor. Yine MMO Adventure Quest 3d adlı oyun, zamanında Breaking Benjamin dahil birçok grubun konserine ev sahipliği yaptı. Metaverse sadece “dijital ve sanal ekonomi” anlamına da gelmiyor – Bunlar da zaten daha önce vardı. World of Warcraft gibi oyunlar, uzun süredir gerçek insanların sanal malları gerçek parayla takas ettiği veya gerçek para karşılığında sanal görevler gerçekleştirdiği işleyen ekonomilere sahipti. Yani biz geçmişte de, şuanda tamamen dijital pazarlar aracılığıyla tamamen dijital faaliyetler ile tamamen dijital ürünler için işlem yapıyorduk, yapıyoruz. Metaverse aynı zamanda sadece oyun, yeni bir app gibi başka şeyler anlamına da gelmiyor. Dediğimiz gibi zaten bunlar yeni şeyler de değil, özellikle oyunlarda bu tür dünyalara zaten sahiptik. Bunlar daha çok şirketlerin kendi Metaverse’lerini pazarlamayı kolaylaştırdığı için ve birden fazla şirket Metaverse’ye sahip olduğu için Metaverse kelimesinin tanımını daha esnek kullanmayı tercih ediyorlar. 

Peki Metaverse Ne?  

Yinede yukarıda tanımladığımız bütün her şey tek başına Metaverse’yi tanımlamadığını söylesekte, bunların Metaverse’yi oluşturan şeyler barındığını söylemek lazım. Metaverse şuan daha çok bir buzzword, yani tek bir tanımı yok çünkü birden fazla şirketin Metaverse’si var ve hepsi kendisi Metaverse’sine göre tanım yapıyor. Bunların hepsini tanımlaya çalışmak veya farklılıklarını ortaya koymak bu yazının kapsamını aşıyor. Ama çoğunda olan bazı ortak özelliklerinden bahsetmek açıklayıcı olacaktır: Metaverse herşeyi herşeye bağlayan bir şey. Gerçekte şirketlerin size satabilecekleri her şeyi bir araya getirmek ve ulaşabileceği tüm müşteri kitlesini dev bir pazarda bir araya getirmek için müşterilere bir topluluk hissi ve yaptıkları her şeye dahil ve bağlı hissetmenizi sağlamak için kurumsal bir girişimdir.  

Bu ne demek?  

Diyelim ki bir şirketiniz var ve iki ayrı alıcı kitlesi için iki ayrı ürününüz var. Mesela bir ürünüz bir TV programı olsun, bir diğeri ise bir giysi olsun. Sevilen TV programınızda karakterlerinize diğer ürettiğiniz giysiden giydirdiniz. Bu sayede ayrı iki ürününüzün ayrı iki alıcı kitlesini bir araya getirmiş oluyorsunuz. Bu sayede şirketler ürünlerinin başarısız olma riskini de azaltmış oluyor. Çünkü TV programını izleyen alıcı kitle kıyafetleri sevmese de TV programını izlemeye devam edecek, veya tersinden kıyafeti seven kitle TV programını sevmese de kıyafeti giymeye, almaya devam edecek ama her iki ayrı kitle bir diğer ürünü severse ürünlerinizi satacak yeni insanlar buldunuz anlamına geliyor. İşte Metaverse’nin bir rolü bu mantıkla kendi adı altında iki veya daha fazla tüketici kitleleleri bir araya getirme derdinde. Hayali bir örnek verelim: Diyelim ki 2030’ dayız ve Fortnite’da Sonic oynayabildiğimi öğrendim. Fortnite tüm TV’lere, oküler implantlara ve VR setlerine önceden yüklenmiş, bu şekilde Fortnite’ı yüklüyorum ve tüm arkadaşlarımın ve ailemin takıldığı bir merkez olan Fortnite Plaza’sına adım attım. Bir arkadaşım oyunlardan nefret etmesine rağmen burada, çünkü Epic’in büyük süpermarketlerle bir anlaşması var ve alışverişinizi metaverse içinde satın alırsanız büyük bir indirim elde ediyorsunuz. Sanal Asda koridorlarında yürüyor ve bir alışveriş sepetini dolduruyor -( Epic, 2025’te Epic Game Store’a bir alışveriş sepeti işlevi uyguladığında bu konuda ustalaşmış olsun). Rocket League arabama atladım ve girişten önce herkesin biletlerini kontrol eden gerçek güvenlik görevlilerinin görev yaptığı canlı konserleri yakınlaştırarak Sonic oyununu aramak için hızla ilerliyorum – burası oyun oynamak için bir yer, aynı zamanda birçokları için bir iş yeri. Başımı sallayıp insanların yeni Warzone haritasını oynadığı Call of Duty Town’ın yanından geçtim. Solumda, başka bir oyuncu benimle bir yarış başlatmaya çalışıyor, ancak Pickle Rick gibi giyinmişler, bu yüzden sosyal menüyü açıp onları engelledim ve onları örneğimden kaldırdım. İleride, Fortnite Plaza’da devriye gezmek ve insanların birbirine kötü davranmak yerine ürünün tadını çıkarmasını sağlamak için yöneticileri işe alan bir yardım masası var. Uçsuz bucaksız reklam panoları, McDonald’s, Uber ve Tesla’nın reklamını yapıyor. Sonunda hedefime ulaşıyorum. Sonic Origins, Fortnite içindeki yeni bir Sonic oyunu. Aslında, bu bir oyundan çok bir mini oyun gibi, ama en azından oynamak bana Fortnite’ın Battle Royale modunda giymem için bir Sonic sırt çantası kazandırıyor. İşte şirketlerin (bu örnekte daha çok oyun şirketlerinin) metaverse diye hayal ettikleri şey buna benzer birşey.(3) Elbette farklı şirketlerin kafasında farklı Metaverse dünyaları var. Ama hepsinin yapımının arkasında benzer bir motivasyon var. Daha önce tanımladığımız 3 boyutlu oyunlar veya sanal gerçeklik gibi dünyalar büyük ölçüde kendi kendine yeten yerler olarak biliniyordu. Metaverse’de ise şirketlerin planı, bütün bu kendi kendine yeten yerlerin alıcı kişilerini tek bir şemsiye altında toplamak. Kullanıcılar bu farklı sanal dünya oyunları gibi dünyalar arasında sorunsuz bir şekilde hareket edebileceği tek bir sanal bir evrene sahip olacak. Bu mantıkta kullanıcılar, dijital bir avatar biçiminde bu ayrı dünyalarda aynı sanal kimliğini koruyabilir, hatta gerçek dünyada sahip oldukları sermayeleri bir Metaverse içinde farklı sanal dünyalarda aynı değeri taşıyabilir. Mesele herkes evrensel olarak kabul edilen bir dijital para birimiyle ödeme yapabilir. Sanal dünyanın içinde yaşamak sadece insanları böyle bir pazar alanına çekmek için bir cazibe aracı. Bu sayede şirketler karlarını arttırmak dev kendilerine dev bir pazar yaratmayı hedefliyor. Mesela kendi ürünlerini daha kısa zamanda daha fazla ürünü daha çok kişiye daha risksiz bir şekilde satma şansı bulabilecekler. Veya bu kadar bir araya insan getirdiğinden tüketim ürünü satan büyük şirketlere alıcı hedef kitlelerini daha rahat ulaşabilmeleri için kullanıcılardan topladıkları kişisel verileri satacaklar, ya da yine bu şirketlere kendi Metaverse’lerinde reklam verebilmeleri için yer satacaklar. Yani Metaverse şirketlerin insanlığın geleceğini daha iyi yapmak veya kurtarmak hedefi için yatırım yaptıkları bir şey değil, kapitalist rekabette şirketlerin daha fazla kar edebilmeleri için bir yatırım alanı sadece. Yine de böyle bir dünya ne kadar gerçekçi? Veya Dünyadaki çelişkilerimize bir çözüm bulacak mı? Gerçekte şu ana kadar dijital dünyalar ve sanal gerçeklikle ilgili heyecanın birkaç yılda bir ortaya çıkıp çıkıp sonradan yok olduğunu gördük, Silikon Vadisi internetin özgürlükçü bir ütopya olarak paketlendiği ilk günlerden bu yana, çoktan otomobillerin yerini almış olması gereken, her yerde bulunacak müşterek tek kişilik araçlar gibi uzun bir gerçekleşmemiş büyük hayaller listesine sahiptir(4). Mesela eskiden Second Life*(2000’li yılların Metaverse’si olduğu söylenebilir) için şubeler açan işletmeler ve bu sanal dünyada konserler veren gruplarla her yerdeydi ama bugün eski popülerliğini yitirmiş durumda. Veya Google Glass bir zamanlar teknolojinin geleceğine bir bakış olarak tanımlanıyordu ama Birleşik Krallık’ta piyasaya sürülmesinden yedi aydan kısa bir süre sonra Google, ses ve dokunma ile kontrol edilen deneysel giyilebilir cihaz için sipariş almayı durdurdu. VR meselesini ayrı ele alırsak, öncelikle böyle bir teknolojinin daha geniş kitleleri sanal dünyaya katabilecek şekilde gelişmediğini söylemek lazım. Yani Metaverse reklamını yapan şirketler şimdilik daha uzaktaki gelecek hayallerinden bahsediyorlar. Şuan Metaverse olarak geçen dünyalar daha çok oyunlardaki gibi 3 boyutlu bir karakteri kontrol edip diğer insanlarla iletişime geçmekten ibaret. Metaverse daha gelişmiş dijital dünyalar daha iyi, daha tutarlı ve daha fazla mobil bağlantıya ihtiyaç duyuyor. Ancak şimdilik teknolojimiz böyle bir aşamada değil. Aynı zamanda bu teknoloji ortaya çıktığında bile VR’lerin gelir eşitsizliğine dayanan kapitalist bir toplumda herkesi sanal dünyaya aktarabileceği iddiası da çok şüpheli görünüyor. VR kulaklığı ve takmanız gereken ek donanımın hepsi pahalı ürünler Muhtemelen yüksek güçlü bir PC’ye ihtiyacınız olacak. Bu şeyleri kullanmak için ihtiyacınız olan büyük miktarda alan, yüksek hızlı internet ve kesintisiz güç kaynağı gibi ek şeyler gerekecek. Ama Ekonomist Thomas Piketty’nin kurduğu Paris merkezli Inequality Lab tarafından paylaşılan Dünya Eşitsizlik Raporu’nun 2021 sonuçlarına göre en tepede yaşayan yüzde 1’in, 1990’ların ortasından bu yana biriken tüm ek servetin yüzde 38’ini; en alttaki yüzde 50’nin ise bu birikimin sadece yüzde 2’sini aldığı bir dünyada yaşıyoruz.(5) Türkiye gibi çalışan nüfusunun %60’ı asgari ücrete yakın ücretlere sahip gelişmekte veya geri kalmış ülkelerin ekonomik durumu ortaya konulunca bu şüphe daha da artıyor. Bütün bunların teknolojik ve ekonomik olduğunu varsaysak bile insanların çoğu zamanını harcayacağı bir sanal dünya yaratabileceğimiz şüpheli. Çünkü böyle bir dünya için halkın dışarı çıkmak yerine evde sanal gerçeklikte daha çok zaman geçirmeyi benimsemesi gerekiyor. Ama hepimiz, sanal malların bile onları teslim etmek için bir fiziksel emek temeli gerektirdiği maddi bir gerçeklikte yaşıyoruz. Örneğin sanal marketlerden aldığınız sanal yiyeceklerden beslenemezsiniz. Sanal dünyada karşılayamayacağınız fiziksel ve sosyal ihtiyaçlarımız vardır. Bütün bunlara rağmen diyelim ki böyle bir dünyayı yaratmayı başardık. Kapitalizm de böyle bir dünyanın ütopyadan çok distopyaya doğru evrilme ihtimali çok daha yüksek. Mesela Zuckerberg kendi Metaverse’sini “mükemmel bir emek platformu” olarak överken “nerede yaşarlarsa yaşasınlar, insanlara istihdam sağlayacağını” söylerken aslında emekçileri patronlar için çevrimiçi köleler haline getirecek bir dünyayı işaret ediyor. Mesela pandemi sırasında, teknoloji dahil olmak üzere pek çok farklı sektördeki işgücü uzaktan çalışmaya geçti, ancak şimdi birçok işçi işyerine dönmek istememişti. Bundan dolayı ,şverenler ofiste olmayan çalışanlarını izleme amacıyla bir dizi yazılımı devreye soktu. Metaverse uygulamaları bunu yapmanın yeni ve gelişmiş yollarına imkân sağlayacak. Eğer fiziksel ofiste bulunamıyorsanız, sanal ofiste arzı endam etmeniz beklenecek ve orada bulunduğunuz süre boyunca gözetim altında tutulabilirsiniz(6). ‘’Mükemmel bir emek platformu” olabilecek Metaverse, kısa süreli ve esnek istihdama dayalı işler altında işçi haklarına yönelik bir sonraki büyük saldırının anahtarı haline gelebilir. Bunlar olmaz demeyin çünkü dijital teknolojiyle gig ekonomisinin parçası olan işçiler bu saldırıları yaşadı bile. Bizim ülkemizde bunun en iyi örneği kurye işçileridir. Ama dünyada yaşadığımız çelişkiler teknolojinin kendisinden kaynaklanmıdığını söylemek, teknolojiyi fetişleştirmemek gerekir. Metaverse’de yaşanabilecek bütün şeyler gerçek dünyada yaşanan şeylerin (dolaysız olmasada) bir yansımasından ibarettir. Metaverse’de yaşanabilecek emek sömürüsü, gerçek dünyada yaşanan emek sömürüsünden kaynaklı olacaktır. Yani kötülüğün kaynağı Metaverse’nin kendisi değil, kapitalist sistemdir. Bu emek sömürüsünün önüne geçecek şey ise emekçilerin kapitalist sisteme karşı yürüttüğü toplumsal sınıf mücadelesi, özgürlük mücadelesidir. Yalnızca kâr odaklı bir toplumu yaratan kapitalizmi ortadan kaldıran bir sosyalist devrim, mevcut gerçekliğimizin sefaletinden gerçekten kaçmamıza izin verecektir.  

Referanslar: 1. https://t24.com.tr/haber/nedir-bumetaverse,988013 2.https://socialistrevolution. org/metaverse-doesnt-solvecapitalism/#:~:text=Amidst%20 widespread%20public%20 criticism%2C%20the,the%20 Metaverse%20is%20not%20new. 3.https://ftw.usatoday.com/2021/11/ epic-games-fortnite-metaverse-bigtech 4.https://birartibir.org/somurununmuhtemel-yeni-mecrasi/ 5.https://www.bbc.com/ turkce/haberler-dunya59564178#:~:text=Ekonomist%20 Thomas%20Piketty%27nin%20 kurdu%C4%9Fu,sadece%20 y%C3%Bczde%202%27sini%20 ald%C4%B1. 6.https://birartibir.org/somurununmuhtemel-yeni-mecrasi/ 

 *Second Life insanların kendileri için bir avatar oluşturmasına ve çevrimiçi sanal bir dünyada ikinci bir hayata sahip olmasına olanak tanıyan çevrimiçi bir multimedya platformudur. San Francisco merkezli Linden Lab tarafından geliştirilen ve sahip olunan ve 23 Haziran 2003’te piyasaya sürülen bu platform, birkaç yıl boyunca hızlı bir büyüme kaydetti ve 2013’te yaklaşık bir milyon düzenli kullanıcıya sahip oldu. Büyümesi bir süre sonra istikrar kazandı ve 2017’nin sonunda aktif kullanıcı sayısı 800.000 ile 900,00 arasına düştü.